Bir psikopatı göz göze geldiğinizde anlayabilir misiniz? Gerçek tehlike aslında çok farklı bir yerdeymiş

Psikopatlar Hakkında Yanıltıcı Bilgiler: Gerçekler ve Önyargılar

Bir psikopatın gözlerine baktığınızda ne görürsünüz? Aslında çoğu insanın bu soruya verdiği tek bir yanıt vardır: soğuk, duygusuz ve sabit bir bakış. Bir diğer yaygın bilgi ise psikopatların uzun süre göz temasını kesmemesiyle ilişkilidir fakat uzmanlara göre bu varsayımlar, gerçeği tam olarak yansıtmıyor.

Klinik psikolog Claire Law’a göre, sürekli göz teması kurmak sadece psikopatiyle değil DEHB, otizm veya obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi çeşitli nörolojik ve psikiyatrik durumlarla da ilişkili olabilir. Bu nedenle sadece bakışlara dayanarak bir kişiyi psikopat olarak tanımlamak oldukça yanıltıcıdır.

Psikopat mı, Antisosyal Kişilik Bozukluğu mu?

Uzmanlar, ‘psikopat’ kelimesinin tıbbi değil daha çok popüler kültür temelli bir terim olduğuna dikkat çekiyor. Klinik tanımlarda daha doğru terim Antisosyal Kişilik Bozukluğu (ASPD) olarak geçiyor.

Ruh sağlığı uzmanları, psikopatiyi teşhis ederken yalnızca gözlem ya da sezgilere değil aynı zamanda bilimsel ölçütlere ve testlere başvurur. Bunlardan en bilineni Hare Psikopati Kontrol Listesi – Revize (PCL-R) isimli klinik değerlendirme aracıdır.

Psikopatiyle ilişkilendirilen yaygın özellikler şunlardır:

  • Başkalarının acılarını ve duygularını önemsemezler.
  • Sürekli yalan söyleme eğilimindedirler; bu onlar için alışkanlık değil, stratejidir.
  • İlk izlenimde karizmatik olabilirler, bu da manipülasyonu kolaylaştırır.
  • Kendilerini üstün görürler, kuralların üstünde olduklarına inanırlar.
  • Gerçek duygulara erişmekte zorlanırlar genellikle duyguları taklit ederler.
  • Verdikleri zararın farkında olsalar bile bundan dolayı suçluluk duymazlar.
  • Normlara aykırı davranışlar gösterme ve suç işleme oranları yüksektir.
  • Başkalarının kaynaklarından sürekli faydalanma eğilimindedirler.

Gözler Her Şeyi Söylemeyebilir

Gözlerin, kişinin fiziksel ya da duygusal durumlarına dair ipuçları verdiği bilimsel olarak bilinse de psikopati gibi derin ve karmaşık bir ruh sağlığı bozukluğunu yalnızca göz teması ya da bakışlarla anlamaya çalışmak yetersiz ve yanıltıcı olabilir. Psikopati, çok daha kapsamlı bir değerlendirme süreci gerektiren bir durumdur.

Related Posts

Bayramda sağlık hizmeti verilecek mi? Bakan açıkladı

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Kurban Bayramı süresince sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam edeceğini belirterek, Türkiye genelinde 1544 hastanede 638 bin 603 sağlık personelinin görev yapacağını açıkladı.

Pilav yerken pişman olmayın! İşte diyetisyen onaylı pirinç türü

Dengeli beslenmenin ipuçları arasında yer alan basmati pirinci, düşük glisemik indeksi ve hafif yapısıyla öne çıkıyor. Diyetisyen Emine Uluçay, basmati pirincin sağlık açısından neden tercih edilmesi gerektiğini anlattı.

Annenin ve bebeğin sağlığını olumsuz etkiliyor! Hamilelikte en önemli sorunlardan biri: Obezite

Dünya Sağlık Örgütü tarafından “sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanan obezite, son yıllarda küresel boyutta bir halk sağlığı sorunu haline geldi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Halenur Bozdağ, obezite sorunu yaşayan anne adaylarına önemli uyarılarda bulundu.

Uzmanı uyardı: Glütensiz ürünleri yerken bir kez daha düşünün!

Uzman Diyetisyen Sedef Aksu, glütensiz besinlerin bilinçsizce tüketilmesinin kilo alımına yol açabileceğini belirtti. Özellikle işlenmiş glütensiz ürünler konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Bu belirtilere dikkat: Mevsim geçişi migreni tetikliyor!

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Öztürk, ’’Hava basıncındaki değişimin de (barometrik) bazı kişilerde migren ataklarını başlatmaya neden olabilir. Özellikle ilkbahar, sonbahar gibi mevsim geçişlerindeki sıcaklık değişimlerine bağlı olarak yaşanan basınç farklılıkları migreni tetikleyebilir’’ dedi.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.