Son kullanma tarihine bakıp çöpe atmayın: Uzmanlara göre asıl tehlike buradaymış

Konserve Ürünlerde Son Kullanma Tarihi Kafa Karışıklığı Yaratıyor

Mutfaklarda sıkça tercih edilen konserve ürünler, pratik olmaları ve uzun raf ömürleriyle bilinse de, son kullanma tarihleri konusunda hala belirsizlikler bulunmaktadır. Çoğu kişi, son kullanma tarihi geçen konserve ürünlerin güvenli bir şekilde tüketilip tüketilemeyeceğini merak ederken, uzmanlar bu konuda net bir açıklama yapmaktadır.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ile Tarım Bakanlığı’na (USDA) göre, konserve ürünlerde bulunan “son kullanma tarihi” genellikle gıda güvenliği değil, ürünün kalitesiyle ilgilidir. Özellikle ticari olarak üretilen konserve ürünler, uygun şartlarda saklandığında uzun süre boyunca tüketilebilir durumda kalabilmektedir.

Konservelerde Fiziksel Değişimler Önemli

USDA uzmanlarına göre, konserve kutularında şişme, paslanma, sızıntı veya kapağın bombe yapması gibi fiziksel değişimler, ürünün bozulduğunun açık göstergesidir. Bu tür durumlarda, son kullanma tarihi geçmiş olsa dahi ürünün kesinlikle tüketilmemesi gerekmektedir.

Açılmamış ve fiziksel olarak sağlam durumdaki konserve ürünler ise, raf ömürleri geçmiş olsa bile birkaç yıl boyunca güvenle tüketilebilirler. Ancak zamanla renk, tat ve besin değeri azalabilir.

Asidik ve Asidik Olmayan Konserve Ürünler Arasındaki Fark

USDA’ya göre, asidik konserve ürünler genellikle 18-24 ay arasında bir raf ömrüne sahipken, asidik olmayan konserve ürünlerin dayanma süresi 5 yıla kadar çıkabilmektedir. Ancak her iki tür de serin, kuru ve ışık almayan bir ortamda saklanmalıdır. Sıcaklık, ışık ve nem konserve ürünlerin yapısını bozarak güvenlik riski oluşturabilir.

Tatmadan Atın!

Mayo Clinic uzmanları, şüpheli durumlarla karşılaşıldığında konserve ürünlerin tadına bakılmaması gerektiğini belirtmektedir. Nadir olsa da botulizm gibi ciddi gıda zehirlenmeleri, özellikle evde hazırlanan konserve ürünlerde risk oluşturabilir. Belirgin olmayan ancak tehlikeli toksinler içeren konserve ürünler, küçük bir tadımın bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekmektedir.

Son Kullanma Tarihinden Fazlasına Bakın

Gıda güvenliği uzmanları, konserve ürünlerin değerlendirilmesinde yalnızca son kullanma tarihine odaklanmanın yanı sıra, ambalajın durumu, ürünün görünümü ve kokusuna da dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Related Posts

Bayramda sağlık hizmeti verilecek mi? Bakan açıkladı

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Kurban Bayramı süresince sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam edeceğini belirterek, Türkiye genelinde 1544 hastanede 638 bin 603 sağlık personelinin görev yapacağını açıkladı.

Pilav yerken pişman olmayın! İşte diyetisyen onaylı pirinç türü

Dengeli beslenmenin ipuçları arasında yer alan basmati pirinci, düşük glisemik indeksi ve hafif yapısıyla öne çıkıyor. Diyetisyen Emine Uluçay, basmati pirincin sağlık açısından neden tercih edilmesi gerektiğini anlattı.

Annenin ve bebeğin sağlığını olumsuz etkiliyor! Hamilelikte en önemli sorunlardan biri: Obezite

Dünya Sağlık Örgütü tarafından “sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanan obezite, son yıllarda küresel boyutta bir halk sağlığı sorunu haline geldi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Halenur Bozdağ, obezite sorunu yaşayan anne adaylarına önemli uyarılarda bulundu.

Uzmanı uyardı: Glütensiz ürünleri yerken bir kez daha düşünün!

Uzman Diyetisyen Sedef Aksu, glütensiz besinlerin bilinçsizce tüketilmesinin kilo alımına yol açabileceğini belirtti. Özellikle işlenmiş glütensiz ürünler konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Bu belirtilere dikkat: Mevsim geçişi migreni tetikliyor!

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Öztürk, ’’Hava basıncındaki değişimin de (barometrik) bazı kişilerde migren ataklarını başlatmaya neden olabilir. Özellikle ilkbahar, sonbahar gibi mevsim geçişlerindeki sıcaklık değişimlerine bağlı olarak yaşanan basınç farklılıkları migreni tetikleyebilir’’ dedi.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.