Yeniçağ Gazetesi’nin birinci sayfası

Yeniçağ’ın bugünkü manşeti…

ÇALIŞANLARDAN ‘KRİZİN FATURASINI EMEKÇİYE KESMEYİN’ UYARISI!

KESK’in öncülüğünde düzenlenen İstanbul ve Diyarbakır’daki mitinglerde AKP iktidarına “Krizin faturasını emekçiye kesmeyin. Halktan yana bütçe yapın” çağrısı geldi.

KAMU Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve bağlı sendikalar, “Emekten yana demokratik halk bütçesi istiyoruz” diyerek dün İstanbul ve Diyarbakır’da miting gerçekleştirdi. İstanbul’un Kartal ilçesindeki mitingde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Başlatmış olduğumuz bu mücadeleyi eğer biz büyütemezsek, birleştiremezsek yine kaybeden bizler olacağız. Eğer 14 ve 28 Mayıs süreçlerinde yaşamış olduğumuz bu motivasyon eksikliği ve kaybetmeyi yeniden yaşamak istemiyorsak, daha fazla birleşmek, daha fazla yan yana gelmek, amasız, fakatsız, asgari müştereklerde ortak mücadeleyi daha fazla büyütmek zorundayız” dedi.

Bozgeyik, sözlerini “Bu siyasi iktidar, dinci politikalarına sarıldıkça kaybeden bizler, yani emekçiler, halkımız, 7,5 bin TL’ye mahkûm olan 9 milyon emekli oluyor. Yine geçinememe sorunu yaşa- yan asgari ücretliler oluyor. Öğrenci yurtlarında barınma sorunu olan öğrenciler, yaşamış oldukları sorunlar nedeniyle intihar eden öğrencilerin olduğu bir ülkede hep birlikte demokratik bir Türkiye’nin yaratılması için ortak bir mücadele yürütüyoruz. Şimdi Aralık 13’te Meclis Genel Kurulu’na gelecek yeni bir bütçeyle karşı karşıyayız. Bu bütçeye baktığımızda geçmiş yıllarda olduğu gibi yine iktidar, tercihini sermayeden yana yapan, yandaştan yana yapan ve tercihlerini faizden yana kullanan bir politikayı, neoliberal politikaları kamuyu tamamen tasfiye ederek sermayenin, tekellerin insafına bırakan bir politikayı bütçede ortaya çıkartmaya çalışıyor. Bu bütçeye baktığımızda aynı zamanda 31 Mart’ta yapılacak bir seçim bütçesi olduğunu da görüyoruz. Krizin faturası halka kesiliyor” diye sürdürdü. Bütçenin güvenlik harcamaları, gizli ödenekler, cari transferler gibi kalemle- re kullanıldığına değinen Bozgeyik, “Şimdi yeniden bir seçim bütçesi ile karşı karşıyayız. İktidar bloğunun yerel seçim çalışmaları diğer seçimlerde de gördüğümüz üzere kaynaklarımızın kendi tabanını konsolide etmeye yönelik kullanacağı çok açık” ifadelerini kullandı.

Vergi adaletsizliğine de vurgu yapan Bozgeyik, “İsraf büyüdükçe maaşlarımızdan, sağlıktan, eğitimden, ulaşımdan, yatırımdan ve hayati tüm harcama kalemlerinden büyük kesintiler yapılıyor” dedi. Bugüne kadar hayata geçirilen bütçelerin tamamının emeği, emekçileri hedef alındığını ifade eden Bozgeyik, iktidarın yaşanan krizin faturasını yoksul halkın sırtına yıkmayı hedeflediğinin altını çizdi.

Kıdem tazminatının fonla, kamu emekçilerinin iş güvencesinin son kırıntılarının esnek, performansa dayalı çalışmayla, kamusal emeklilik ve sosyal güvenlik hakkımızın ortadan kaldırılmak istendiği bir OVP ve bütçe olduğu- nu anlatan Bozgeyik, bunlara karşı yegâne yolun dayanışma ve birlikte mücadele olduğunu ifade etti.

KESK eylemlerinde yapılan ortak açıklamada, “2023’te ‘kişi başına milli gelir 25 bin dolar olacak, işsizlik yüzde 5’e, enflasyon tek basamaklı rakamlara inecek. Türkiye dünyada ilk 10 ekonomi arasına girecek’ dediler. Ama her geçen gün düne göre daha yoksullaştık. Daha güvencesiz hale geldik” ifadeleri kullanıldı. Bozgeyik, KESK olarak taleplerini şöyle sıraladı:

Öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştir- me soygununa son verilmesini istiyoruz. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını istiyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz. Engellilere yönelik Kamu Hizmetlerinin geliştirilmesinin, engelli hizmetleri için ayrılan bütçe payının arttırılmasını, kamuda engelli istihdamının arttırılmasını istiyoruz.

Vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz.

Toplumun en zengin %1’lik kısmının Milli Gelirin %54’üne el koyduğu, geri kalan %99’un payına ise Milli Gelirin sadece %46’sının düştüğü adaletsiz tabloya son verilmesi için belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz.

Emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesini istiyoruz. Yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için Temel Gelir Güvencesi istiyoruz. OHAL KHK’leri ile herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan işinden ekmeğinden edilen tüm kamu emekçilerinin işine iade edilmesini, kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, kadınların sürekli, güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önün- deki tüm engellerin kaldırılmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçe hakkının hayata geçirilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını, Ekonomik krizi derinleştiren tekçi, milliyetçi, şoven, inkârcı politikaların terk edilmesini, dışarıda ve cezaevlerinde başta tecrit olmak üzere insan hakları ihlallerine son verilmesini, Kürt sorununda barışçıl diyalogu esas alan demokratik yöntemlerin derhal devreye sokulmasını, bu çerçevede yeni bir anayasanın güncelleştirilmesini istiyoruz. (ANKA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir